Bölüm 2
Tanklar I.Dünya Savaşı’nda ortaya çıkmış ve 1 Eylül 1939 tarihine kadar gelişimini sürdürmüştür. 1 Eylül 1939 tarihinden itibaren hiç olmadığı bir hızda gelişmeye başlamıştır. Bu yazımızda II.Dünya Savaşı tankları ve modern tankın gelişimini konu alacağız.(1.bölüm için bkz: https://www.itusavtek.com/post/sava%C5%9F-alan%C4%B1nda-tanklar%C4%B1n-ortaya-%C3%A7%C4%B1k%C4%B1%C5%9F%C4%B1-ve-tarihteki-geli%C5%9Fimi)
II.Dünya Savaşı Tankları
II.Dünya Savaşı tarihi için tanklar olmazsa olmaz bir parçadır. Bir önceki yazıda yazdığımız üzere iki savaş arası dönemde tank üretimi ve tankların geliştirilmesi az sayıda ve belli başllı ülkelerde gerçekleşmiştir. II.Dünya Savaşı yıllarında ise üretim miktarı aylık binlerce tanka ulaşmıştır. Savaşın bitişi ile tank doktrini ve tasarımı konusunda bir fikir birliği ortaya çıkmıştır.
İngilizler, iki ana tip tankın olduğu bir tank doktrini benimsemiştir. Ağır zırhlara sahip, yüksek hıza gereksinim duymayan ve piyade ile birlikte hareket eden piyade tankları; manevra kabiliyeti olan ve hızlı yarma harekatlarına katılabilecek kruvazör tankı. Savaşın ilk dönemlerinde Matilda I ve Matilda II tankları İngilizler tarafından kullanılmıştır. Savaş süresince Matilda II tankı, Kuzey Afrika’da İtalyan tanklarına büyük bir üstünlük kurmuştur.
Resim 1 ve 2: Matilda I ve Matilda II tankları
İngilizlerin Mk I kruvazör diğer adıyla A9 tankı; Fransa, Yunanistan ve erken Kuzey Afrika harekatlarında kullanılmıştır. Mk1 A9 İngiliz ordusunun uyum çabasını bir dereceye kadar sağlayan, pek güven duyulmayan, prototip durumunda bir araçtı. Daha sonrasında Mk II ve Mk III tankları gerliştirilmiştir. 1940 yılının sonlarına doğru İngiliz Genelkurmayı yeni bir tank için istenilen özellikleri açıkladı. 1941 yılında firmalar tasarımlarını sunmaya başladı ve Ocak 1943 tarihinde yeni Kruvazör tankı A27M Cromwell yani A27 Mk VIII geliştirildi. Aynı sene Birleşik Krallık II.Dünya Savaşı’nın en ağır tanklarından olan A22 Mk IV nam-ı diğer Churchill’i geliştirdi.
Resim 3: A27M Cromwell tankı
Resim 4 ve 5: Churchill tankı ve Modern Challenger tankı, Churchill tankı
Savaşın başında Fransa dünyada önde gelen tank güçlerinden biriydi. Fransızlar da İngilizler gibi piyade ve kruvazör tank doktrinini benimsemiştir. Fransa, Almanya’ya karşı savunma savaşı yapmayı planlamış ve tanklarını buna göre dizayn etmiştir. Ancak bu tanklar yavaş ve kontrol edilebilme açısından zayıf kalıyordu. Bu dezavantajlardan dolayı Fransız tankları Fransa Muharebesi sırasında Alman kuvvetleri tarafından etkisiz hale getirilmiştir. Alman general Heinz Guderian, anılarını yazdığı Erinnerungen Eines Soldaten kitabında Fransız general Gamelin’in emrini ele geçirdiklerini ve bu emirde “Alman tank selini hemen durdurmalıyız” yazıldığından bahseder.
Char B1 ve Hotchkiss H39, Fransa Muharabesinde Fransızlar tarafından kullanılmış olan tanklardan ikisidir. Char B1 ağır tankı yukarıda bahsettiğimiz üzere Alman Panzer III ve Panzer IV tanklarının gerisinde kalmıştır. Hotchkiss H39 Weserübung Operasyonu sırasında Narvik’te Alman kuvvetlerine karşı kullanılmıştır. Fransa’nın işgalinden sonra bu tanklar Almanlar tarafından da kullanılmış olup aynı zamanda Özgür Fransa tarafından Gabon ve Suriye’de Vichy hükümetine karşı da kullanılmıştır.
Resim 4 ve 5: Char B1 ve Hotchkiss H39 tankları
II.Dünya Savaşı’nın genelinde Almanya’nın savaş alanında uyguladığı bir taktik vardı: Blitzkrieg. Türkçesi yıldırım savaşı olan bu harekat şekli için uçak,top ve tank gibi saldırı silahlarının dar bir hatta odaklanması gerekiyordu. İlk olarak tank birliklerin savunma hattında bir gedik açacak şekilde hızlıca saldırır. Bu ani saldırı savunma hattında bir dağılma ve şok yaratır. İhtiyat birlikleri ve birliklerin lojistiği Alman Hava Kuvvetlerinin yaptığı saldırılar ile önlenir. Bu sayede Alman kuvvetleri düşman birliklerini kuşatabilir.
Resim 6: Blitzkrieg şematiği
Almanlar savaş boyunca pek çok tank kullanmış ve geliştirmiştir. Panzer III, iki savaş arası dönemde Alman zırhlı birliklerinin ana birimini oluşturmuştur. Başlangıçta diğer tanklarla savaşmak için tasarlanmış olsa da nispeten daha kalın zırha sahip olan Sovyet T-34 ve KV tanklarına ayak uyduramadı. Panzer III 1941 yılında zırhlı birliklerin çoğunu oluşturuyordu ancak 1943 sonlarına doğru onun yerini Panzer IV ve Panzer V “Panther” tankları aldı.
Resim 7 ve 8: Panzer III ve IV tankları
Panther I tankı Sovyet T-34 tankına karşı geliştirilmiş bir orta tanktır ve seri üretimi 1943 yılında başlamıştır. Bu tank ilk olarak tarihteki en büyük tank savaşı olan Kursk Muharebesinde kullanılmıştır. Panther I tankı savaş sonrası tankları için bir rol model olmuştur. Sovyetler Birliği’nin işgali sırasında T-34 tankına karşı Tiger I tankı da geliştirilmiştir. Tiger I tankı yüksek bir ateş gücüne ve kalın bir zırha sahiptir. Tiger I tankı Amerikan ve İngiliz tankları ile ilk kuzey Afrika’da karşılaşmış ve İngiliz Churchill, Amerikan M4 Sherman tanklarına üstünlük kurmuştur.
Resim 9 ve 10: Panther I ve Tiger I tankları
SSCB II. Dünya savaşı’ndan önce tanklarını İspanya İç Savaşında kullanmıştır ve Sovyet tankları düşman tanklara bariz bir üstünlük kurmuştur. 1939 senesindeyse Sovyet tanklarının çoğunluğunu T-26 hafif tankı ve BT serisi hızlı tanklar oluşturuyordu. 1940 senesinde T-34 orta tankı üretildi. Barbarossa harekatı sırasında ve savaşın geri kalan kısmında T-34 Alman tanklarına karşı bir üstünlük kurmuştur. Aynı zamanda Guderain, von Kleist, Jodl gibi Alman generaller tarafından büyük övgü almıştır.
Resim 11 ve 12: T-26 ve T-34 tankı
Birleşik Devletler savaş öncesi M2 hafif tankını geliştirmiştir. Fransa Muharebesi’nde Fransız ve İngiliz tanklarının Alman tankları tarafından yok edilmesinden sonra Birleşik Devletlerin tank programı ivme kazanmıştır. 1940 Temmuz’u itibari ile M2 temel alınan yeni tank çalışmaları başlamıştır. Bu tanklardan biri olan M3 hafif tankından ve ondan sonra gelen M5 Stuart tankından 1943 Ekim’ine kadar 25.000 tane üretilmiştir. 1942’de servise sürülen M4 Sherman orta tankı savaşın ikonikleşmiş tanklarından biridir, aynı zamanda savaş sırasında Müttefikler tarafından en çok kullanılan tanktır. 1942 sonlarında gerçekleşen 2. El-Alameyn Muharebesinde M4 sherman Alman ve İtalyan tanklarına bariz üstünlük kurmuştur.
Resim 13 ve 14: M3 Stuart ve M5 Stuart tankları
Resim 15: M4 Sherman tankı
Soğuk Savaş Tankları ve Modern Tank
II. Dünya Savaşı sonrası her alanda olduğu gibi ABD ve SSCB tank konusunda bir yarışa başladılar. Savaşın sonunda nükleer silahların kullanılması ile artık tanklarda kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer tehditlere karşı korumalı sistemler kullanılmasının önünü açacaktır. Gelişen teknoloji ile tanklarda elektronik sistemlerin kullanımında sürekli bir artış yaşanmıştır. Soğuk savaş tankları, ağır tanklara kıyasla daha hafif ama etkili zırhlara, kuvvetli toplara sahipti. Orta tanklar gibi yüksek manevra kabiliyetine sahip olmaları ve görev yüklerinin artması ana muharebe tankı kavramını ortaya çıkarmıştır. Ayrıca tanklar nesillere ayrılmıştır. Modern tanklar ise Soğuk Savaş tanklarının daha üst modelleri olarak karşımıza çıkar.
Soğuk savaşın Batı kutbu olan ABD; 1952 senesinde 1. Nesil ana muharebe tankı olarak M48 Patton tankını, 1959 senesindeyse 2.nesil olarak M60’ı geliştirmiştir. Şu an hala envanterde olan 3.nesil ana muharebe tankı M1 Abrams’ı da 1978’de servise almışlardır. Sovyetlerin 1.nesil ana muharebe tankı 1947’de geliştirilmiş T-54 tankıdır. T-72 ise 1967 senesinde üretimine başlanılan 2.nesil ana muharebe tankıdır, ardından gelen ve 1976’da servise alınan T-80 de 3.nesil ana muharebe tankıdır.
Resim 16 ve 17: M1 Abrams ve T-80 tankları
İngilizler İSE 1983 senesinde Challenger I ana muharebe tankını geliştirmiştir. Challenger I tankı 1991 Körfez savaşında kullanılmış olup hala bazı orduların envanterindedir. 1998 senesinde hala Britanya ordusunun envanterinde olan Challenger II geliştirilmiştir. Almanlar Leopard 1 2.nesil ana muharebe tankını 1965’te geliştirmiştir. Leopard 2 3.nesil ana muharebe tankı 1970’lerde geliştirilmeye başlanmış olup 1979 senesinde Bundeswehr bünyesine katılmıştır. Leopard tankları İngiltere ve Fransa hariç birçok AB ülkesi tarafından tercih edilmektedir.
Resim 18 ve 19: Challenger II ve Leopard II tankları
Türkiye’nin Tank Serüveni
Türk Silahlı Kuvvetlerine zırhlı araçlar ilk kez 1928 yılında Fransa’dan alınan Renault-FT 17 tankı ile girmiştir.1932 yılında SSCB tarafından 4 adet T-26, 1 adet T-27 ve 1 adet T-28 hediye edilmiştir. 1934 yılında ilk Tank Taburu Lüleburgaz’da kurulmuştur. 1934 yılında 64 adet T-26 ile 34 adet BA-6 ve BA-3 satın alınmıştır. İlk Zırhlı Tugay 1937’de yine Lüleburgaz’da kurulmuştur. II. Dünya Savaşı sırasında Fransa’dan 100 adet R35 ve Birleşik Krallıktan 16 Vickers 6-ton alınmıştır. Savaşın ilerleyen vakitlerinde ABD menşeili 25 adet M4 Sherman ve 220 adet M3 Stuart,56 adet Alman Panzer III ve 15 tane Panzer IV alınmıştır. Türkiye’ye verilmiş olan araçların %80’i harp görmüş ve kullanılmış durumdaydı. Bu tanklar revizyondan geçirilmiş ve TSK’ye teslim edilmiştir.
Soğuk savaş döneminde ABD yardımı ile birlikte Türk Zırhlı birlikleri standart bir hale gelmiştir ve TSK ağırlıklı olarak ABD tankı içeren bir envantere sahip olmuştur. Soğuk savaş sonrası olan dönemde Alman Leopard tankları da envantere girmiştir.
İlk milli tank projesişasisi Kırıkkale’de yapılan ve Ford motora sahip bir prototip ile tecrübe edilmiştir. Türk tank endüstrisinin yetersizliği sebebiyle bu tecrübe başarısızlıkla sonuçlanmıştır. 2007 senesinde Milli Tank Üretim Projesi (MİTÜP) çerçevesinde Altay tankı tasarlanmaya başlanmıştır. 2023 yılında TSK’ye teslim edilmesi beklenmektedir.
Resim 16: Altay tankı
Tankların Geleceği
Yukarıda bahsettiğimiz üzere tanklar, 20. Yüzyıldaki savaşların simgesi haline gelmişlerdir. Teknolojinin gelişmesiyle yeni muharebe tarzları ortaya çıkıyor. Tankları durdurmak için tasarlanan silahlar da gelişmeye devam etmektedir. Ancak bu teknolojik atılımlara karşı tanklar da gelişmeye devam ediyor. Bu zırhlı savaş makinelerinin geleceğini bize zaman gösterecektir.
KAYNAKÇA
Guderian, Heinz. Bir Askerin Anıları, İstanbul: Kastaş Yayınevi, 2020
コメント