Serimizin bir önceki bölümünde anlattığımız “Deniz Kuvvetleri” hakkında bugün biraz daha çerçeveyi daraltmayı ve aşina olduğumuz coğrafyalar için konuşmayı deneyeceğiz sizlerle.
(Çok uluslu filonun gemileri, Combined Task Force 150)
Türk Deniz Kuvvetleri Envanterinden Örneklerle Bazı Donanma Ögeleri
Önceki bölümde bahsettiğimiz uçak gemisi, amfibiler, karakol botlarının yanı sıra Türk Deniz Kuvvetleri envanterinde sıklıkla karşılaştığımız bazı deniz kuvveti ögelerinden sırasıyla bahsedelim.
(Deniz Kuvvetleri Komutanlığı internet sitesindeki Türk Deniz Kuvvetlerine ait “Platformlar” şeması)
Fırkateynler:
Elbette tarih boyunca teknolojinin gelişimini takiben bu tanımın da üzerinde oldukça sık değişikler olsa da bugün bir fırkateyn genellikle karma silahlara sahip, muhrip gemilerden daha ağır ve başlangıcında konvoy destek çalışmaları için tanıtılmış savaş gemilerine denir. Ağırlıkları çeşitli olmasına rağmen geneli 2000 ile 4000 ton civarında su üstü kuvvetlerdendir.
Tarih boyunca fırkateynler filolar için keşif yapmada, devriye elemanı olarak kullanımda ve mesaj taşınmasında kullanılıyor. Genelde ya küçük gruplara ya da başka fırkateynlere karşı savaşan bu nispeten küçük deniz savaşçıları, güçlü savaş hatlarından uzakta tutuluyor. Hatta eğer bir fırkateyn ilk saldıran değilse savaş hattı gibi çok unsurlu grupların fırkateyne ateş etmesi denizcilik etiğine sığmayan bir davranış olarak bile görülebilir.
Türk Deniz Kuvvetlerindeki fırkateynler bakacak olursak da Gabya, Yavuz ve Barbaros olmak üzere üç sınıfta çeşitli güçler ve görev tanımlarıyla 16 farklı fırkateyn hizmetine devam etmektedir:
GENESIS gelişmiş savaş yönetim sistemi ve yeni uzun menzilli radar ve sonar sistemleri ile eski Oliver Hazard Perry sınıfı fırkateynlerin kapsamlı bir şekilde modernize edilmiş versiyonlarıdır. Eski Amerikan orijinli bu 8 fırkateyn Türkiye’nin sularında görev alan önemli güçlerdendir.
Almanya'da tasarlanan ve MEKO modüler savaş gemisi ailesinin bir parçası olan bu gemiler için Nisan 1983'te Türk hükümeti tarafından dört MEKO fırkateyni için bir gemi siparişi imzalandı. Almanya'da ikisi inşa edilirken diğer ikisi Türkiye'de Alman işbirliğiyle inşa edildi. Yavuz sınıfı fırkateynin geliştirilmiş versiyonları olan Barbaros sınıfı fırkateynlerine tasarım açısından benzerlerken biraz daha küçüktürler.
(F241, TCG Turgutreis.)
Türk Donanması'nın elektronik harp paketi için devam eden bir modernizasyon projesi bulunmaktadır. Amaç, gemileri yerel olarak üretilen ECM, ECCM sistemleri, aktif tuzaklar, LWR'ler, IRST ve gerekli kullanıcı arayüz sistemleri ile yükseltmektir. Modernizasyon çalışmaları Yavuz sınıfı için de geçerlidir. Yavuz sınıfı gemilerin yerini MİLGEM projesi (ilgili yazımız için) kapsamında İstanbul sınıfı fırkateynlerin alması bekleniyor.
Barbaros sınıfı fırkateynler gelecek olursak da Türk Donanmasının en modern fırkateynleri arasındadırlar. Almanya'da tasarlanan ve MEKO modüler savaş gemileri grubunun bir parçası olup MEKO 200 tasarımıdırlar. Almanya'da ikisi inşa edilirken diğer ikisi Türkiye'de Alman işbirliğiyle inşa edilmiştir. Önceki Yavuz sınıfı fırkateynlerden daha büyük olup saf dizel yerine CODOG makinelerini kullandıkları için daha hızlılar.
(F247, TCG Kemalreis.)
Korvetler:
Korvetler, geleneksel olarak uygun bir savaş gemisi olarak kabul edilen en küçük gemi sınıfıdır. Korvetin bir üstündeki savaş gemisi sınıfı fırkateyn sınıfı iken; alttaki sınıf savaş slopu sınıfıydı. (Korvetin alt sınıflarında kalan modern gemi türlerinden bazıları; kıyı devriye gemisi, füze botu ve hızlı saldırı gemileridir.) Modern anlamda, bir korvet tipik olarak 500 ton ile 2.000 ton arasındadır. Ancak son tasarımlar arasında 3.000 tona yaklaşanlar dahi bulunur.
Modern korvet, II. Dünya Savaşı sırasında kolay inşa edilen bir devriye ve eskort gemisi olarak ortaya çıktı. Modern donanmalar, 21. yüzyılın başlarında daha küçük, daha güçlü manevra kabiliyetine sahip korvetlere doğru bir eğilim gösterdi.
(Napoléon’un sergi amaçlı sipariş edilen yüksek kaliteli gemi modelleri koleksiyonu Trianon’dan bir korvet örneği.)
Korvetler, 500 ila 3.000 uzun ton (510 ve 3.050 ton) arasında deplasmana sahiptir ve genelde 180-420 ft (55-128 m) uzunluğundadır. Genellikle orta ve küçük kalibreli silahlarla, karadan karaya füzelerle, karadan havaya füzelerle (SAM) ve denizaltı karşıtı silahlarla silahlandırılırlar. Birçoğu, küçük veya orta ölçekli bir denizaltı karşıtı savaş helikopterini barındırır.
(HMCS Regina, K234, Kanada korvetlerinden biri)
Türk Deniz Kuvvetlerinin ise Ada ve Burak sınıfından olmak üzere 9 korveti bulunur. İsimlerini Türkiye’nin adalarından alan Ada sınıfı, MİLGEM projesinin ilk etabında öncelikli olarak Türk Donanması için geliştirilmiş bir denizaltı-savar korvet sınıfıdır.
Serinin dört gemisi olan TCG Heybeliada, TCG Büyükada, TCG Burgazada ve TCG Kınalıada, İstanbul Tersane Komutanlığı tarafından inşa edildi. Öncü gemi TCG Heybeliada'nın (F511) inşaat çalışmalarına 26 Temmuz 2005 tarihinde başlandı. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, dördüncü ve son Ada sınıfı korveti TCG Kınalıada'yı (F514) da 29 Eylül 2019'da İstanbul Deniz Tersanesi'nde düzenlenen hizmete alma töreniyle teslim aldı.
(TCG Büyükada, F512)
B sınıfı korvet olarak da bilinen Burak sınıfı korvetler ise, Türk Donanmasının bir savaş gemileridir. Tamamı eski D'Estienne d'Orves-sınıfı A69 tipi aviso korvetler olup esas olarak kıyı denizaltı savunması ve okyanus eskort görevleri için tasarlanmıştır. Sağlam tasarımları ve ekonomik tahrik sistemleri, uzak denizaşırı operasyonlar için kullanılmalarını sağlar. Türk Donanması’nın Burak sınıfı korvetleri, Ada sınıfı korvetlerin devreye girmesiyle aşamalı olarak kullanımdan kaldırılacak.
Hücumbotlar:
Hücumbotlar; gemi karşıtı füzeler, silah veya torpidolarla donanmış gemilerdir. Küçük, hızlı, çevik, saldırgan, genellikle uygun fiyatlı bir savaş gemisidir. Hücumbotlar, mavi sularda hayatta kalmak için hem denizcilik hem de çok yönlü savunma yeteneklerinden yoksun olduklarından genellikle karaya yakın yerlerde çalıştırılırlar. Geminin boyutu dolayısıyla yakıtı, depoları ve su kaynaklarını da sınırlıdır. Genellikle 50-800 ton arasındadır ve (46-93 km/s) hızlara ulaşabilirler.
(Komar sınıfı olarak bilinen Sovyet Projesi 183R, 1950'lerde ve 1960'larda inşa edilen türünün ilk örneği olan bir hücumbottur. Özellikle, 1967'de gemi karşıtı füzelerle başka bir gemiyi ilk batırmasıyla bilinir.)
Bir hücumbotun diğer savaş gemisi türlerine göre en büyük avantajı, satın alınabilirliğidir. Birçoğu nispeten düşük bir maliyetle konuşlandırılabilir, bu da dezavantajlı bir donanmanın kendisini daha büyük bir düşmana karşı etkili bir şekilde savunmasına olanak tanıyabilen bir faktördür. Küçük bir tekne, daha büyük muadili ile aynı silahlarla donatıldığında, en büyük sermaye gemileri için bile ciddi bir tehdit oluşturabilir. Başlıca dezavantajları ise zayıf denizcilik nitelikleri ve hava tehditlerine karşı zayıf savunmasıdır.
Doğan (3), Rüzgar (4), Yıldız (2) ve Kılıç (9) sınıfı olmak üzere Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığına bağlı 18 hücumbot aktif bir şekilde çalışmaktadır.
Denizaltılar:
Bir denizaltı, su altında bağımsız olarak çalışabilen bir deniz aracıdır. Daha sınırlı sualtı kabiliyetine sahip bir dalgıçtan farklıdır. Denizaltılar, boyutlarına bakılmaksızın "gemi" yerine "tekne" olarak adlandırılır. Deneysel denizaltılar daha önce yapılmış olmasına rağmen, denizaltı tasarımı 19. yüzyılda başlayıp ardından da birçok donanma tarafından benimsendi. İlk olarak Birinci Dünya Savaşı sırasında (1914-1918) yaygın olarak kullanıldılar ve şimdilerde büyük veya küçük çoğu donanmada kullanılıyorlar.
(Fransız Plongeur, ilk mekanik tahrikli denizaltı)
Askeri kullanımları; düşman yüzey gemilerine (tüccar ve askeri) veya diğer denizaltılara saldırmayı, uçak gemisi korumasını, ablukaya almayı, nükleer caydırıcılığı, keşif gezilerini, geleneksel kara saldırısını ve özel kuvvetlerin gizlice yerleştirilmesini içerir. Sivil kullanımlar ise; deniz bilimi araştırmalarını, kurtarma çalışmalarını ve tesis denetim/bakım çalışmalarını kapsar. Denizaltılar, arama-kurtarma görevleri ve denizaltı kablo onarımı gibi özel işlevler için de kullanılabilir. Ayrıca turizm ve denizaltı arkeolojisinde de kullanılmaktadırlar.
(Alman Type XXI denizaltısı, dizel-elektrikli denizaltı)
Nükleer dahil birden fazla güçle çalışabilen bu su altı araçları birçok donanma açısından avantajları nispetinde popülerdir. Bu çok işlevli ve adaptasyonu kolay araçların donanmalara sağladıkları katkılar ise barizdir. Sayılarla bakacak olursak dünyanın en güçlü donanmalarından biri olan Rusya’nın 60’dan fazla denizaltısı bulunduğu bilinmektedir.
(Fransız Casabianca, nükleer denizaltı)
Türk Donanmasına baktığımızda ise Ay, Preveze (1994’ten beri) ve Gür(2004’ten beri) sınıflarından her birinden dörder adet olmak üzere 12 denizaltı görürüz. Yakın zamanda Reis sınıfı denizaltılar denilen yeni sınıfın Ay sınıfının yerini alması beklenmektedir.
Amfibi Hücum Gemileri:
Amfibi hücum gemileri ya da LST olarak da bilinen deniz araçları (Türk Deniz Kuvvetlerinde "Çıkarma Gemi ve Araçları" başlığında toplanmıştır.), kara kuvvetlerini bir amfibi hücumla düşman topraklarına indirmek ve desteklemek için kullanılan bir amfibi savaş gemisi türüdür. Bu tasarım başlangıçta helikopter gemileri olarak kullanılmak üzere dönüştürülmüş uçak gemilerinden geliştirilmişti. Modern çoğu tasarım amfibi çıkarma gemilerini destekler. Bazı amfibi hücum gemileri, artık uçak gemileri olarak ikincil bir role sahip olan V/STOL sabit kanatlı uçakları da destekliyor.
(Bir Kanada LST’si M4 Sherman’ı karaya indirirken, 1943.)
Türk Deniz Kuvvetlerinde ise bu kategoride toplam 26 gemi ve araç bulunmakta: 2 adet Bey sınıfı tank ve çıkarma gemisi, 21 adet çıkarma ve gemi aracı, TCG Osmangazi (NL125), TCG Bayraktar (L402) ve TCG Sancaktar (L403).
(TCG Sancaktar, L403)
Bir karakol gemisi; genellikle kıyı savunması, sınır koruması, göçmenlik uygulamaları ve arama kurtarma görevleri için tasarlanmış nispeten küçük deniz gemisidir. Devriye botları için birçok tasarım yapılmıştır. Bir ülkenin donanması, sahil güvenlik, polis gücü ya da gümrük tarafından işletilebilirler. Derin sularda da sığ sularda da işlevselliğini koruyabilir. Genellikle kaçakçılık ve korsanlıkla mücadele, balıkçılık devriyeleri ve göçmenlik yasalarının uygulanması gibi çeşitli sınır koruma görevlerinde bulunurlar. Türk Deniz Kuvvetlerinin ise 400 tonluk hepsi Tuzla sınıfı 16 karakol gemisi bulunmaktadır.
(TCG Fırtına, P347)
Bir mayın gemisi, deniz mayınlarının yeri ve imhası için tasarlanmış askeri gemilere verilen addır. Türk Deniz Kuvvetlerinin Engin (5) ve Aydın (6) sınıflarından toplam 11 mayın gemisi bulunmaktadır.
Bunların dışında eğitim gemi ve botları, akaryakıt ikmal gemileri ve tankerleri gibi destek kuvvetler de donanmaya hizmet etmektedir. Gemilerde kullanılan mühimmat ve araçların modernizasyonu da donanmalar için önem teşkil etmektedir.
(Türk Deniz Kuvvetlerinin kullandığı bazı mühimmatlar)
*Bir sonraki bölümde Türk Donanma Tarihi, Türk Deniz Kuvvetlerine Dair Bazı (Karşılaştırmalı) Sayılar, Türk Deniz Kuvvetleri Teşkilatlanması ve Türk Deniz Kuvvetleri Projeleri gibi konu başlıklarını bulabilirsiniz.*
KAYNAKÇA
Comments